![]() |
Amon-Ra |
AMEN (Amon,Amun,Ammon,Amoun): "Amen" "saklı
olan" demektir.Teb'in baş tanrısıdır.Eşi Ame -net'le birlikte ilk
tanrılardan biridir.Kutsal hayvanları kaz ve koçtur.Orta Krallık döneminde
sadece yerel bir tanrıydı ama Tebliler Mısır'a hakim olunca Amen önemli bir tanrı
oldu.18.Hanedan'dan itibaren Tanrıların Kralı oldu.Ünlü Amen tapınagı
Karnak,dünyanın en büyük dinî yapısıdır.Yeni Krallık boyunca Amen'in eşi Mut
olarak kabul edildi.Bu ikilinin çocuğu Ay tanrısı olarak bilinen
Khons(Chons)'tur.
AMEN-RA(Amon-Re): Amen rahipleri tarafından Yeni Krallık'a geçisi saglaması için tasarlanmıs karma bir tanrıdır.Bu Amen'in gücünü Ra'ya yansıtır (veya tam tersi)
Müslümanlar firavuna dua ettiklerini biliyorlar mı?
♣ Mısır'da M.Ö. 1350 yıllarında başa 4. Amenofis (Amenophis) (TUTANKAMON'un kayınpederi) geçti.
♣ Bilindiği gibi, tek tanrılığı ilk defa Amenofis ortaya attı.
Çok tanrısı olan bir evrende kargaşalık olur yaklaşımı ile tanrı sayısını bire indirdi (yani tek tanrılılık
semavi dinlerin değil Amenofis'in fikridir).
Tahta çıkar çıkmaz tanrılar tanrısı AMON-RA'yı ve diğer tüm tanrıların (Maat, Hathor, İsis, Nephthys, Set, ...) adını tapınaklardan sildirdi ve bir yasayla sadece tek bir tanrıya tapınılacağını emretti.
Tek bir tanrı vardır o da güneşin kendisi "ATON' dur, dedi.
Böylece dünyada ilk defa tek tanrılı Aton Dinini (Atenism bazen Atonism) kurmuş oldu.
♣ TEB rahipleri . Amenofis bu yaklaşımına büyük tepki gösterdiler.
♣ 4. Amenofis adını değiştirerek, her şeyin yaratıcısı ve güneşin sevgilisi, Aton'a hizmet eden anlamına Akneton (Akhenaton) adını aldı.
Bir de Aton'a şiir yazar:
♣ Akhenaton'un tanrı Aton'a yazdığı bir şiir:
Tanrı uludur, birdir, tektir
ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
o'dur her varlığı yaratan,
bir ruhtur tanrı, görünmeyen bir ruh,
ta başlangıçta vardı tanrı,
tek varlıktı o.
Hiç birşey yokken o vardı.
Herşeyi o yarattı,
ezelden beri süregelen varlığı,
ebediyete kadar sürecek,
gizlidir tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman.
♣ Daha sonra yüzyıllar boyu eski Mısır'ın başkenti olan, Amon kültürünün de merkezi sayılan, Karnak tapınağının bulunduğu Teb'i terkederek, yeni başkent ilan ettiği 'Güneşin Ufku ' anlamına gelen Akhetaton şehrine yerleşmiştir.
♣ 4. Amenofis TEB'den ayrılıp göç etmesine karşın, TEB rahipleri tarafından öldürüldü.
♣ Ölümünden sonra bu din TEB rahiplerinin etkisiyle yasaklandı.
Daha önceki tanrılar yine sahneye çıktı. AMON-RA en büyük tanrı oldu (bu tanrıya dua etmek için ya rab ya da ya rabbim dendi, bu sıfat ilk olarak Tevrat'a sonra İncil'e en sonunda da Kuran'a geçti); duaların kabulü için, duaların sonunda en büyük tanrı adına, Amon ya da Amen adına bir bağlama yapıldı. Bu da üç semavi dindeki duaların sonunda amen ve amin kelimesini oluşturdu.
Bazı kaynaklarda Amenofis (Tanrı Aton'un dünyadaki temsilcisi olduğunu ileri sürerek, yani ilk olarak dünyada peygamberlik ilan ederek), okunan duaların sonuna, adından kaynaklanan amen kelimesinin eklenmesini emretti ve bu gelenek Musa tarafından Tevrat'a taşındı ve sonunda 3 dinin de dualarına girdi.
Amen kelimesi zamanla değişerek 'Amin'e dönüştü.
♣ Mısırlılar daha önce de ruh dünyasına ve insanın ölünce ahirette gideceğine, mahşer günü "Yargıç Allahın" giden kişinin iyiliklerini ve kötülüklerini tartacağına, iyi ise kişinin ebedi cennete giderek, daha sonra ortaya çıkan semavi dinlerde tariflendiği gibi çok rahat yaşayacağına, kötülükleri fazla çıkarsa cehenneme giderek orada yanacağına, sonsuz eziyet çekeceğine inanılıyordu.
♣ Yahudiler, bir anlamda Museviler, bir zamanlar bugünkü Mezopotamya bölgesinin içinde yer alan Uruk
şehrinde yaşayan bir kavimin, İbrahim Peygamber önderliğinde, Uruk şehrinden kovularak, Haran'a
yerleşmesi ile tarih sahnesine çıkmış; oradan da bugünkü Filistin topraklarına göç etmişlerledir. Filistin'e
geldiklerinde oranın yerli halkı, bugünkü Filistinliler yeni gelen kavime kucaklarını açmışlardır. O günkü Filistin
halkı Kenanlar olarak adlandırılıyordu. Gelen kavim burada da tutunamadı ve Mısır'a göçtü.
♣ 4. Amenofis, Filistin'den Mısır'a göç eden Yusuf ve kavimi ile Musa arasındaki bir tarihte yaşamıştır.
Yani Musa, hem Aknaton'un öğretisini bire bir yaşamış ve öğrenmiştir hem de 2. Ramses döneminde yaşamıştır ve 2. Ramses'ten İsrailoğullarına eziyet etmemesini istemiştir.
Hz. Musa, 10 emrin de yazılı olduğu Akneton tapınaklarında yazılı olan tek tanrılılığa, yani Allah'a inanmıştı.
♣ Daha sonra 2. Ramses tahta çıktı ve bu dönemde Akneton'un tek tanrılı inancı bırakılarak, eski inanca geri
dönüldü.
♣ Hz. Musa ve yedek ya da yardımcı peygamber olarak bilinen Hz. Harun aynı zamanda yaşadılar ve her ikisi de Firavunla (yani 2. Ramses ile) çatışmaya girdiler (Kuran'daki Araz suresi 132. ayette de değinildiği gibi).
♣ Allah (her üç dinde de söylendiği gibi) Ramses'e ceza verir; ilk olarak (7 sene süren) kuraklık başladı; Nil nehrinin seviyesi düştü; aşırı sıcaklıklar oldu (Kuran'daki Zülküf suresi 51. ayette de değinildiği gibi). Tufan oldu, çekirge istilası yaşandı, buğday güvesi musallat oldu (Kuran'a göre).
♣ Musa'nın bu felaketlerden yararlanarak halkı kışkırtacağını hisseden, tek tanrılığı reddetmiş olan Ramses, Musa'yı kavimi ile birlikte Filistin'e göçe zorlar. Ancak, Ramses, kendine haber vermeden kavmini peşine takarak göç etmeye kalkışan Musa'nın peşine düşer ve onu Sina Yarımadası'nda yakalar. Kavminin bir kısmı Musa'ya baş kaldırır: Köleydik ama yaşıyorduk, şimdi Firavun bizi öldürecek derler. Musa ise: Allah bana yardım edecek diyerek, asasını vurur ve Kızıl Deniz'i ikiye ayırarak kendi kavmini (13 kavimden 12'sini) selametle geçirir; Firavun ise askerleri ile birlikte Kızıldeniz'in tekrar kapanan sularında helak olur (Kuran'daki Yunus suresi 93. ve Araf suresi 131. ayette de değinildiği gibi).
♣ Musa ve kavimi, Allahın İsrailoğullarına vaat ettiği topraklara doğru yol alırlar ve bugünkü Filistin'e yerleşirler. Türkiye'de Urfa, Mardin, Midyat ve Mezopotamya da, bugün Irak toprakları içinde yer alan Uruk şehrinin bulunduğu yer ve çevreleri de Tanrının İsrail oğullarına vaat ettikleri topraklar içerisinde kalır.
Esasında bu hususlar Kuran'da da yer aldığı için, Müslüman'ım diyen herkese bunun gereğini yapması farz kılınmış demektir.
♣ Kutsal kitaplara göre Kudüs'te Allah'a ait ilk tapınak yapılır. Tarihsel bilgilere göre de Allah'a ait ilk tapınak Akneton tapınağıdır; çünkü tek tanrılılık ve Allah tanımı, namaz, sünnet, cennet, cehennem, kurban, ahiret, mahşer, kıyamet vs. bu tapınağın inanç sisteminin içinde yer alıyordu ve Musa'ya tanrı tarafından indirildiğine inanılan 10 emir de Akneton tapınağının giriş sütunlarında yazılıydı.
♣ Dört semavi dinde de, yaratılış mitolojisi, günlük işlerin düzenlenmesi ve ahiret işleri, bir taraftan kökleri Uruk şehrine kadar uzanan ve İbrahim Peygamber ve kavimi tarafından daha batıya taşınan Ön Asya ve Mezopotamya inanç ve öğretisine (örneğin şeri kanunlar), bir taraftan da Musa peygamber tarafından Filistin'e taşınan Akneton Tapınağının öğretisinin yoğrulmasıyla ortaya çıkmış görünmektedir.
Prof.Dr.Ali Demirsoy
AMEN-RA(Amon-Re): Amen rahipleri tarafından Yeni Krallık'a geçisi saglaması için tasarlanmıs karma bir tanrıdır.Bu Amen'in gücünü Ra'ya yansıtır (veya tam tersi)
Müslümanlar firavuna dua ettiklerini biliyorlar mı?
♣ Mısır'da M.Ö. 1350 yıllarında başa 4. Amenofis (Amenophis) (TUTANKAMON'un kayınpederi) geçti.
♣ Bilindiği gibi, tek tanrılığı ilk defa Amenofis ortaya attı.
Çok tanrısı olan bir evrende kargaşalık olur yaklaşımı ile tanrı sayısını bire indirdi (yani tek tanrılılık
semavi dinlerin değil Amenofis'in fikridir).
Tahta çıkar çıkmaz tanrılar tanrısı AMON-RA'yı ve diğer tüm tanrıların (Maat, Hathor, İsis, Nephthys, Set, ...) adını tapınaklardan sildirdi ve bir yasayla sadece tek bir tanrıya tapınılacağını emretti.
Tek bir tanrı vardır o da güneşin kendisi "ATON' dur, dedi.
Böylece dünyada ilk defa tek tanrılı Aton Dinini (Atenism bazen Atonism) kurmuş oldu.
♣ TEB rahipleri . Amenofis bu yaklaşımına büyük tepki gösterdiler.
♣ 4. Amenofis adını değiştirerek, her şeyin yaratıcısı ve güneşin sevgilisi, Aton'a hizmet eden anlamına Akneton (Akhenaton) adını aldı.
Bir de Aton'a şiir yazar:
♣ Akhenaton'un tanrı Aton'a yazdığı bir şiir:
Tanrı uludur, birdir, tektir
ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
o'dur her varlığı yaratan,
bir ruhtur tanrı, görünmeyen bir ruh,
ta başlangıçta vardı tanrı,
tek varlıktı o.
Hiç birşey yokken o vardı.
Herşeyi o yarattı,
ezelden beri süregelen varlığı,
ebediyete kadar sürecek,
gizlidir tanrı, kimse görmemiştir onu.
İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman.
♣ Daha sonra yüzyıllar boyu eski Mısır'ın başkenti olan, Amon kültürünün de merkezi sayılan, Karnak tapınağının bulunduğu Teb'i terkederek, yeni başkent ilan ettiği 'Güneşin Ufku ' anlamına gelen Akhetaton şehrine yerleşmiştir.
♣ 4. Amenofis TEB'den ayrılıp göç etmesine karşın, TEB rahipleri tarafından öldürüldü.
♣ Ölümünden sonra bu din TEB rahiplerinin etkisiyle yasaklandı.
Daha önceki tanrılar yine sahneye çıktı. AMON-RA en büyük tanrı oldu (bu tanrıya dua etmek için ya rab ya da ya rabbim dendi, bu sıfat ilk olarak Tevrat'a sonra İncil'e en sonunda da Kuran'a geçti); duaların kabulü için, duaların sonunda en büyük tanrı adına, Amon ya da Amen adına bir bağlama yapıldı. Bu da üç semavi dindeki duaların sonunda amen ve amin kelimesini oluşturdu.
Bazı kaynaklarda Amenofis (Tanrı Aton'un dünyadaki temsilcisi olduğunu ileri sürerek, yani ilk olarak dünyada peygamberlik ilan ederek), okunan duaların sonuna, adından kaynaklanan amen kelimesinin eklenmesini emretti ve bu gelenek Musa tarafından Tevrat'a taşındı ve sonunda 3 dinin de dualarına girdi.
Amen kelimesi zamanla değişerek 'Amin'e dönüştü.
♣ Mısırlılar daha önce de ruh dünyasına ve insanın ölünce ahirette gideceğine, mahşer günü "Yargıç Allahın" giden kişinin iyiliklerini ve kötülüklerini tartacağına, iyi ise kişinin ebedi cennete giderek, daha sonra ortaya çıkan semavi dinlerde tariflendiği gibi çok rahat yaşayacağına, kötülükleri fazla çıkarsa cehenneme giderek orada yanacağına, sonsuz eziyet çekeceğine inanılıyordu.
♣ Yahudiler, bir anlamda Museviler, bir zamanlar bugünkü Mezopotamya bölgesinin içinde yer alan Uruk
şehrinde yaşayan bir kavimin, İbrahim Peygamber önderliğinde, Uruk şehrinden kovularak, Haran'a
yerleşmesi ile tarih sahnesine çıkmış; oradan da bugünkü Filistin topraklarına göç etmişlerledir. Filistin'e
geldiklerinde oranın yerli halkı, bugünkü Filistinliler yeni gelen kavime kucaklarını açmışlardır. O günkü Filistin
halkı Kenanlar olarak adlandırılıyordu. Gelen kavim burada da tutunamadı ve Mısır'a göçtü.
♣ 4. Amenofis, Filistin'den Mısır'a göç eden Yusuf ve kavimi ile Musa arasındaki bir tarihte yaşamıştır.
Yani Musa, hem Aknaton'un öğretisini bire bir yaşamış ve öğrenmiştir hem de 2. Ramses döneminde yaşamıştır ve 2. Ramses'ten İsrailoğullarına eziyet etmemesini istemiştir.
Hz. Musa, 10 emrin de yazılı olduğu Akneton tapınaklarında yazılı olan tek tanrılılığa, yani Allah'a inanmıştı.
♣ Daha sonra 2. Ramses tahta çıktı ve bu dönemde Akneton'un tek tanrılı inancı bırakılarak, eski inanca geri
dönüldü.
♣ Hz. Musa ve yedek ya da yardımcı peygamber olarak bilinen Hz. Harun aynı zamanda yaşadılar ve her ikisi de Firavunla (yani 2. Ramses ile) çatışmaya girdiler (Kuran'daki Araz suresi 132. ayette de değinildiği gibi).
♣ Allah (her üç dinde de söylendiği gibi) Ramses'e ceza verir; ilk olarak (7 sene süren) kuraklık başladı; Nil nehrinin seviyesi düştü; aşırı sıcaklıklar oldu (Kuran'daki Zülküf suresi 51. ayette de değinildiği gibi). Tufan oldu, çekirge istilası yaşandı, buğday güvesi musallat oldu (Kuran'a göre).
♣ Musa'nın bu felaketlerden yararlanarak halkı kışkırtacağını hisseden, tek tanrılığı reddetmiş olan Ramses, Musa'yı kavimi ile birlikte Filistin'e göçe zorlar. Ancak, Ramses, kendine haber vermeden kavmini peşine takarak göç etmeye kalkışan Musa'nın peşine düşer ve onu Sina Yarımadası'nda yakalar. Kavminin bir kısmı Musa'ya baş kaldırır: Köleydik ama yaşıyorduk, şimdi Firavun bizi öldürecek derler. Musa ise: Allah bana yardım edecek diyerek, asasını vurur ve Kızıl Deniz'i ikiye ayırarak kendi kavmini (13 kavimden 12'sini) selametle geçirir; Firavun ise askerleri ile birlikte Kızıldeniz'in tekrar kapanan sularında helak olur (Kuran'daki Yunus suresi 93. ve Araf suresi 131. ayette de değinildiği gibi).
♣ Musa ve kavimi, Allahın İsrailoğullarına vaat ettiği topraklara doğru yol alırlar ve bugünkü Filistin'e yerleşirler. Türkiye'de Urfa, Mardin, Midyat ve Mezopotamya da, bugün Irak toprakları içinde yer alan Uruk şehrinin bulunduğu yer ve çevreleri de Tanrının İsrail oğullarına vaat ettikleri topraklar içerisinde kalır.
Esasında bu hususlar Kuran'da da yer aldığı için, Müslüman'ım diyen herkese bunun gereğini yapması farz kılınmış demektir.
♣ Kutsal kitaplara göre Kudüs'te Allah'a ait ilk tapınak yapılır. Tarihsel bilgilere göre de Allah'a ait ilk tapınak Akneton tapınağıdır; çünkü tek tanrılılık ve Allah tanımı, namaz, sünnet, cennet, cehennem, kurban, ahiret, mahşer, kıyamet vs. bu tapınağın inanç sisteminin içinde yer alıyordu ve Musa'ya tanrı tarafından indirildiğine inanılan 10 emir de Akneton tapınağının giriş sütunlarında yazılıydı.
♣ Dört semavi dinde de, yaratılış mitolojisi, günlük işlerin düzenlenmesi ve ahiret işleri, bir taraftan kökleri Uruk şehrine kadar uzanan ve İbrahim Peygamber ve kavimi tarafından daha batıya taşınan Ön Asya ve Mezopotamya inanç ve öğretisine (örneğin şeri kanunlar), bir taraftan da Musa peygamber tarafından Filistin'e taşınan Akneton Tapınağının öğretisinin yoğrulmasıyla ortaya çıkmış görünmektedir.
Prof.Dr.Ali Demirsoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.