17 Kasım 2019

İslamiyet Öncesi Arapların Taptığı 13 Tanrı



Araplar İslamiyet öncesi çok tanrıcı bir dine sahiptiler. Lakin tüm Araplar pagan değildi. Aralarında Yahudi, Zerdüşt, Hristiyan Araplar da bulunurdu. Kuzey Arapların, Nebatilerin, Suriyelilerin dini Mezopotamya, antik Roma ve Yunan dinlerinden etkilenmiştir. Pagan bedeviler kendi dinlerine Din al-Aba i-ka yani Ataların dini derlerdi. Mekke, önemli bir ticaret yeriydi ve tüm pagan Arapların en kutsal yeriydi. Şehir aynı zamanda din turizmiyle de ünlüydü. Çoktanrıcı yapıları sayesinde çeşitli yerlerden birçok tanrıyı sahiplenmişlerdi. En kutsal yerleri Kabe'de toplam 360'dan fazla putları bulunuyordu. Her Arap kabilesinin sahiplendiği bir putu vardı. Ne yazık ki Arapların dini inanışları ile tanrıları hakkında elimizdeki bilgi çok kısıtlı. Arap putperestliğiyle alakalı elimizdeki en güçlü kaynaklardan biri 8. yüzyılda Hisham Ibn Al-Kalbi tarafından yazılmış Kitab Al-Asnam (Putlar Kitabı) adı verilen bir kitaptır. Ne var ki bu kitapta bile Arap putçuluğu hakkında kısıtlı bilgiler vardır. Bu kitap Mısırlı Ahmed Zeki Paşa tarafından Şam'da bulunmuştur. Mısırlı Ahmed Zeki Paşa'nın ölümünden sonra bu kitap Mısır devlet kütüphanesine bağışlanmıştır.

 1.   Hubal

Hubal, Arapların baş tanrısıydı. Ay tanrısıdır. Savaşçı kişiliğiyle de bilinir. Kırmızı akik taşından yapılma insan suretli bir puttu. Hubal'in putu, Amr ibn Luhayy tarafından Arabistan'a getirilirken sağ kolu kırılmıştır, Kureyşliler bu kırık kolun yerine ona altın bir kol yaptılar. Araplar ne zaman önemli bir olay olsa Hubal'in önüne gelir, Hubal'in fal oklarını çekerlerdi. Bu fal oklarına göre işlerini hallederlerdi. Hz. Muhammed'in babası, Hz. Muhammed'in dedesi Abdülmuttalip tarafından Hubal'e kurban edilmek sebebiyle öldürülmüştür. Hz. Muhammed daha sonra Mekke'yi ele geçirdiğinde Kabe'deki diğer putlarla beraber Hubal'in putunu da kırmıştır. Kur'anda Saffat suresi 125. ayette adı geçer.

2.   Al-Lat


Al-Lat, Arapların üç baş tanrıçasından biridir. Bereket ve tarım tanrıçasıdır. 3 baş tanrıçanın ortancasıdır. Al-Lat'ın tapınağı ve putu Taif bölgesinde bulunuyordu. Al-Lat'a tapanlar onu memnun etmek için arpa lapası sunarlardı. Kitab Al-Asnam'a göre putu dört köşe bir taş parçasından ibaretti. Tapınağı ve putu Ebu Süfyan bin Harb tarafından yıkılmıştır. Tapınağının yıkılmasının emrini Hz. Muhammed vermiştir. Nebatiler, Al-Lat'ı Athena ve Minerva'yla bir tutmuştur. Herodot, Arapların tanrıları hakkında şunu demiştir: Onlar, Dionysos ve Afrodit dışındaki tanrılara tapmazlar. Araplar Dionysos'a "Orotalt", Afrodit'e "Alilat" der. 

3.   Al-Uzza


Üç büyük tanrıçanın en küçüğüdür. Yıldızların tanrıçasıdır. Nebatiler, Uzza'yı Roma tanrıçası Venüs'le bir tutmuştur. Araplar çocuklarına "Abd-Al-'Uzza" yani "Uzza'nın kölesi" gibi isimler takarlardı. Hz. Muhammed, pagan iken Al-Uzza'ya bir beyaz koyun sunduğunu söylemiştir. Araplar, özellikle Kureyşliler Uzza'yı çok severlerdi. Onun adına kurban keserlerdi. Kureyşliler Kabe'yi Uzza adına, Lat adına, Menat adına tavaf ederlerdi. Al-Uzza'nın putunu ve tapınağını Halid bin Velid yıkmıştır. Rivayetlere göre Halid Bin Velid Al-Uzza'nın son putunu kırarken Al-Uzza'yı görmüş ve onu kılıçla ikiye bölerek öldürmüştür.
Yemenliler Al-Uzza'yı bir şifa tanrıçası olarak bilirlerdi, zengin Yemenliler bir yakınları hastalandıkları zaman Uzza'nın putu önüne gelir, onların adına Uzza'ya altın sunardı.

4.   Menat


Üç büyük tanrıçanın en büyüğüdür. Kader tanrıçasıdır. Nebatiler Menat'ı intikam tanrıçası Nemesis ile bir tutmuştur ve Hubal'in karısı olduğunu düşünmüşlerdir. Menat'a tapan Araplar onun adına haccederler, vakfelerde herkesle birlikte dururlar, saçlarını kestirmezlerdi. Tavaf bittikten sonra Manat'ın putunun yanına gelirler, orada saçlarını tıraş ederler ve orada dururlardı. Araplar, Menat'a yağmur yağdırması için ve düşmanlara karşı zafer için dua ederdi. Menat'ın putu ve tapınağı Mekke ile Medine arası bir yerde bulunurdu. Onun putunun çevresinde kurban kesilirdi. Putu ve tapınağı Muhammed'in emriyle Sa'd ibn Zaid al-Ashhali tarafından yok edilmiştir. Rivayetlere göre Ali, ünlü kılıcı zülfikarı Menat'ın tapınağında bulmuştur.
1024 yılında Gazneli Mahmut, Menat'ın putunun saklandığı düşüncesiyle Hindistan'daki Somnat tapınağına saldırmıştır ve burada ezan okutmuştur.

Not: Arapların yeni doğan kız çocuklarını diri diri gömmesi kadınları küçük görmesinden değil; Lat, Menat ve Uzza'ya kız çocuklarını kurban etme isteğinden geldiğini öne sürülür. Bu durumun kanıtlarından biri Kur'anda Necm 21'de geçen "Erkekler size de, kızlar onlara mı?" ayetidir. 

5. Dushara

Nebatilerin en büyük tanrısıdır. Bu tanrıya Kuzey Arabistanlılar, Nebatiler ve bedevilerden Azd kabilesi tapmıştır. Tapınağı Petra'dadır. Yunanlılar tarafından Zeus ile eşit tutulmuştur çünkü Nebati panteonunun başındaki tanrıydı; fakat Dushara göklerin tanrısı değil, dağların tanrısıdır.


6. Atargatis

Kuzey Suriye'nin en büyük tanrıçasıydı. Nehirlerin ve denizlerin tanrıçası olmakla beraber aynı zamanda bereket tanrıçasıdır. Kendisine tapan halkın güvenliğinden de sorumluydu. Kocası, fırtına ve yağmur tanrısı Hadad'dır. Suriyeli Araplar bu tanrıya güvercin ve balık kurban ederdi. Güvercin aşkı, balık ise bereketi ve denizlerin içindeki hayatı temsil ederdi. Suriye ve Urfa'da bu tanrıçaya tapan erkekler, onun onuruna kendi kendilerini hadım ederlerdi. Bu durum Suriyelilerin Hristiyanlığa geçişine kadar sürdü. Bu tanrıçanın tapınakları Aşkelon, Menbic ve Urfa'da (Balıklıgöl ve etrafı) bulunurdu. Bu tanrıçanın tapınaklarının en büyük özelliği tapınakların içinde beşeri yahut doğal göller bulunması ve bu göllerin içinin balıkla dolu olmasıydı. Bu balıklar kutsal sayılır, özel dini günler dışında bu balıklar yenmezdi.


7. Dhatu-Anwat

Dhatu-Anwat, Kureyş kabilesinin ve Bedevilerin taptığı büyük bir ağaçtı. Her yıl Kureyşliler bu ağacı ziyarete gelirdi, dallarına silahlarını, kıyafetlerini ve değerli eşyalarını asarlardı, bu ağaca kurban keserlerdi ve bu ağacın yanında tam 1 gün boyunca kalırlardı.


8. Shams

Arapların güneş tanrısıdır. Arapça "güneş" demektir. Mezopotamya kökenli bir tanrıdır. Araplar Shams'i bir güneş tanrıçası olarak görmüştür. Yemenliler tarafından bereket tanrıçası olarak tapılmıştır. Çölde yaşayan bedeviler güneş tanrısına tapmaktan çok ay tanrılarına taparlardı. Çünkü bedeviler sıcak hava şartları altında yaşıyorlardı, bu sıcak hava şartları altında yaşayan bedeviler serin çöl gecelerinde rahat bir nefes alıyorlardı. Yine de Araplar Shams'e de saygı gösterirdi, taparlardı. Bu tanrıya gün doğumunda, öğlende ve gün batımında secde edilir ve dua edilirdi. Bu ritüel açık havada da yapılabildiği gibi Shams'e adanan tapınaklardan birinde de yapılabilirdi.


9. Wadd

Arapların su tanrısı. Dumat Al Jandal'lı Araplar üstünde "Wadd-Ab" yani "Wadd babamdır" yazan muskalar takardı. Bu muskaların takan kişiye sağlık ve zenginlik getirdiğine inanılırdı. Wadd'ın putu büyük, ve sakallıydı. Araplar bu tanrıyı sadece basit bir su tanrısı olarak görmezlerdi, bu tanrı aynı zamanda cesareti ve erkekliği de temsil ediyordu. Kuzey Yemenliler Wadd'ı bir ay tanrısı olarak düşünürlerdi ve ona yılan kurban ederlerdi. Kuran'da Nuh suresi 23. ayette adı geçer. Dumat Al Jandal'daki putu ve tapınağı Hz Muhammed'in emri üzerinde Halid bin Velid tarafından yıkılmıştır, bu yıkıma karşı direnenler ise öldürülmüştür.


10. Quzah

Göğün ve iklimin tanrısıdır. Araplar bu tanrının bulutlarda oturduğunu ve şeytanlara bulutlardan dolu attığını düşünürlerdi. Araplar gökkuşağını cennete giden bir köprü olarak görürlerdi ve bu köprünün koruyucusunun da Quzah olduğunu düşünürlerdi. Araplar bugün bile gökkuşağına "qus qazah" yani "Quzah'ın yayı" derler.


11. Athtar

Yemenli Arapların savaş tanrısı. Bu tanrı Mezopotamya kökenlidir. Venüs gezegenini temsil eder. Yemenliler aynı zamanda bu tanrıyı bir su getirici olarak görmüşlerdir, suyu sadece yağmur yağdırmakla değil nehirleri ve diğer su kaynaklarını kontrol ederek getirdiğine inanılırdı. Bu bakımdan Athtar bir bereket tanrısıdır diyebiliriz. Sembolü bir mızrak ucuydu ve bu tanrıya antilop kurban edilirdi. Bu tanrıya sadece Yemen'de değil aynı zamanda Etiyopya ve Somali'de de tapılırdı.


12. Manaf

Arapların kehanet tanrısıydı. Heykeli büyük ve taştandı. Araplar Hubal'e tapmadan önce bu tanrıyı tanrılarının en büyüğü olarak görürdü. Tapınağına adet olmuş kadınlar giremezdi, Manaf'ın putuna adet olmuş kadınlar dokunamazdı.


13. Al-Qaum

Al Qaum savaşın ve gecenin tanrısıdır.  Aynı zamanda kervanların koruyucusudur. Nebatilerin baş tanrısından biriydi. Arap tüccarlar geceleri uyuduklarında Qaum'un kervanlarını koruduklarına inanırlardı.

KAYNAK ; onedio.com/haber/islamiyet-oncesi-araplarin-taptigi-13-tanri-698054

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.

UYARI

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.