16 Aralık 2018

Her Toplumda Farklı 'Kutsal Gün'ün temelleri


 Tanrı 7. Günü Neden Kutsadı?


“Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün  dinlendi. Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi.

Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.” (Yaratılış)



“Tanrı haftanın her bir gününde ayrı bir melek yaratmıştır:

Pazar günü, Melek Azrail'i yarattı. Azrail, Melek Tavus'tur, Melek Tavus bütün meleklerin başıdır.

 Pazartesi günü, Melek Derdail'i yarattı.  

Salı günü, Melek İsrafil'i yarattı.  

Çarşamba günü, Melek Mikail'i yarattı.  

Perşembe günü, Melek Cebrail'i yarattı.  

Cuma günü, Melek Semnail'i yarattı.  

Cumartesi günü, Melek Nurail'i yarattı.”  

***
 Eski toplumda 7. gün yasağı, bir ‘tatil günü’ değildir.


"Yaratılış" olarak tanınan "ortak ayin"e veya "Yaratılış ittifak toplantısı"na katılmış olan 7 farklı toplum birim'in, her birisinin  kendi  kurban/ölülerine ağladığı bir ayin günü; bir yas günü; bir yiyecek yasağı günüdür.


Bu ortak ayine katılmış toplum birimlerin çoğunluğu, kendi kurbanlarını diğer toplum birimlerine sunmuş, kendi kurbanlarından yemeyi kendilerine yasaklamış görünüyorlar.

Mezopotamya'da,  Musevi takvimine göre 5750 yıl kadar önce  gerçekleşmiş olması gereken bu ortak "yaratılış" eylemine - ayinine katılmış olan eski toplum birimlerin hepsi, sırasıyla, bu "yaratılış" haftasının  her farklı  gününü daha o zamandan aralarında "yas günü" olarak  paylaşmış görünüyorlar. Yezidi edebiyatında, haftanın tüm günleri "kutsal gün" olarak farklı toplum birimlerine bu nedenle paylaştırılmış olmalıdır.

**
Eski Ahit Mısır'dan Çıkış

Birinci ve yedinci günler kutsal toplantı yapacaksınız. O günler hiçbir iş yapılmayacak. Herkes yalnız kendi yiyeceğini hazırlayacak.

Yedi gün mayasız ekmek yiyecek, yedinci gün RAB`be bayram yapacaksınız.
Size Şabat Günü’nü verdim. Bunun için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse orada kalsın, dışarı çıkmasın.

Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak.

Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün RAB`be adanmış Şabat`tır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes kesinlikle öldürülmelidir. Şabat Günü konutlarınızda ateş yakmayacaksınız.

Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar.
Böylece halk yedinci gün dinlendi.

Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB`be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.

Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü`nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
Altı gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksiniz. Böylece hem öküzünüz, eşeğiniz dinlenir, hem de kadın kölenizin oğulları ve yabancılar rahat eder.

Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün RAB`be adanmış Şabat`tır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes kesinlikle öldürülmelidir.

Bu, İsrailliler’le benim aramda sürekli bir belirti olacaktır. Çünkü ben, RAB yeri göğü altı günde yarattım, yedinci gün işe son verip dinlendim.`”

Altı gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksiniz. Ekim, biçim vakti bile olsa dinleneceksiniz.
 
Şabat Günü`nü* kutsal sayarak anımsa. 

İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Günü`nü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler.

**
 “Çarşamba suri”

Nevruz kutlamalarında özellikle İran gelenekleri Anadolu’da ve Orta Asya’da etkili olmuştur. Anadolu’nun çeşitli yörelerinde Nevruz kutlamaları şu şekilde yapılmaktadır: Nevruz’dan on beş gün kadar önce çeşitli kaplarda suyun içinde buğday filizlendirilir. Yeni elbiseler giyilir. Temizlik yapılır ve eşyalarının eskileri atılarak yeni eşyalar alınır.

 “Çarşamba suri” denilen yılın son Çarşambası evvelinde, Salı gecesi törenler başlar. Meydanlarda kuru çalı ve dikenlerden ateşler yakılarak bu ateşlerin üzerinden kadın, erkek, genç, yaşlı herkes atlar.

Yılın son Çarşambası ise bir nevi “kara Çarşamba” olarak kabul edilir. Bu törenler sırasında sofralarda “S” harfi ile başlayan 7 şeye yer verilir. Bunlar sumak, sebze, sirke, sıncıd (iğde), semena (buğdaydan yapılmış bir tür tatlı) ve sikke (altın para) dır.

Yine yılın bereketli geçmesi isteğiyle sofraya mum, Kur’an-ı Kerim, ayna, kırmızı balık, elma, un, pirinç, boyanmış yumurta vs. konur.

Bayram tebriği, akraba ziyaretleri ile devam eden Nevruz tam 13 gün sürer. Ardından kır gezmelerine çıkılır. Kızlar dilekte bulunarak suya 13 taş atarak önceden çimlendirilen buğdayları suya bırakırlar.

Esasen Hristiyanların “Paskalya Bayramı” da bir yönüyle Nevruz törenlerini andırır. Paskalya, Hristiyanlarca ilkbaharın gelişi ve Hz. İsa’nın ölüp dirildiği gün oluşu sebebiyle kutlanır.

**
Yezidi İnançları...

Yezidilik

Türkiye'de Viranşehir, Mardin–Midyat ve Batman'ın köylerinde yaşayan Ezidiler, gelenek ve sosyal yapılarıyla farklı bir kültüre sahip.

Bunun üzerine cemaat mavi renk giymeyi reddeder.

Ezidi inancı kendi içinde bir dizi yasaklamayı ve düzenlemeyi barındırıyor: Çarşamba günleri banyo yapma yasağı, kadınların beyaz iç çamaşırı giyme zorunluluğu veya lahana ve marul yemenin yasaklanması akla ilk gelen örnekler....
**
Yezidi, Rum ve Ermeni Ortodoks dinlerinde bazı kutsal/yasak yiyecekler

Yeniköy'de Paskalya zamanı (II)
 “Son Perşembe”

“Perşembe günü,yumurtaları soğan kabuğuna yatırdık.

Soğuduktan sonra, zeytinyağı ile parlatıyoruz. Ama, aslı soğan kabuğu.”

“Akşam yemeğinin mönüsü fikstir; yeşil mercimek yenir. Bu arada, 5-10 tane yumurta eve bırakılıyor,başka kimseye dağıtılmıyor. Büyüklerimiz hep ‘Evin bereketi bu yumurtalar... derler hep. .
PERŞEMBE GECESİ NİÇİN MERCİMEK?

Hıristiyanlar "Paskalya'da, "İsa"nın öldükten sonra dirilişi"ni, ruhunun göğe yükselişini kutluyor. Büyük Perhiz’i izleyen bir bayram bu. Bazı Hıristiyanlar, Paskalya'yı 40 gün, çoğunluğu 7 gün oruç tutarak karşılıyor. Hıristiyan orucunda hayvan eti ve hayvan türevi gıdalar yasak. Pascal öncesi perşembe ve cuma günleri nebatî yağ da yasak.

İsa Peygamber, perşembe gecesi havarilerle son yemeğini yiyor. Yemekte mercimek var. Bunun için perşembe gecesi "mercimek" pişiriliyor. Paskalya çöreği hazırlanıyor. Yumurtalar kırmızıya boyanıyor. Mercimek perşembe gecesi yeniliyor ama, yumurtaya ve çöreğe cumartesi gecesine kadar dokunulmuyor.

Cuma günü perhiz tutuluyor; et ve hayvansal gıdalar yenmiyor. Cumartesi gecesine dek yas tutuluyor. Cumartesi gecesi, gece yarısına doğru tüm cemaat kiliseleri dolduruyor.

Tam saat 24.00'te herkes bir mum yakarak İsa'nın dirilişini kutlamaya başlıyor. Gece yarısından sonra eve dönüldüğünde, kırmızı yumurta tokuşturuluyor. Paskalya günü pazar günüdür Öğle yemeği için zengin bir sofra kuruluyor. Saç örgüsü biçiminde yapılan Paskalya çöreği ise günün vazgeçilmez yiyeceği!...

**

Kilise yorumu:

 “AYAK YIKAMA”

Kutsal Perşembe günü yapılan ayinlerden belki de en dokunaklısı, Rab İsa Mesih’in son akşam yemeğinde yaptığı en şaşırtıcı işlerden birinin anısı olan “ayak yıkama” törenidir.

O öğrencileriyle sofraya oturmadan önce bir kap su alır ve teker teker hepsinin ayaklarını yıkar ve bir bezle kurular. Öğrencileri şaşırıp kalırlar. Hatta Petrus kesinlikle ayaklarının Rab tarafından yıkanmasını reddeder. Ancak Rab İsa’nın “eğer ayaklarını yıkamazsam benimle payın olmaz” (Yuhanna 13:8) sözlerinden sonra izin verir. ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.

UYARI

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.