İki kaynaktan olaya bir bakalım, karar sizin..
Ay İkiye Bölünüp Yere Düşmüş
Ay İkiye Bölünüp Yere Düşmüş
İslam’da Şakku’l-Kamer (Ay’ın bölünmesi) Mucizesi diye ünlü “mucize”yi birlikte göreceğiz:
Kamer Suresinin 1. ayetine, Diyanet’in resmi çevirisinde şöyle anlam verilir:
“Kıyamet saati yaklaşır, ay ayrılır.”
Bu çevirideki “yaklaşır, ayrılır” ayetteki sözcüklere uymuyor. Ayette, burada, “geçmiş zaman” kipi kullanılıyor. Bu nedenle, doğrusu: “Yaklaştı, ayrıldı.”dır. “Ayrıldı”yerine de ayetteki “inyakka” sözcüğüne uygun olması için “bölündü”, ya da “parçalandı” demek gerekir. Diyanet’in çevirisi, burada, “akıl ve bilim dışılığı örtmek” amacıyla, sözcükler kendi anlamlarının dışına çıkarılarak, daha sonraki ayetler, ayrıca açıklayıcı hadisler gözardı edilerek yapılmış bir “yorum”a, ibnü’l-Cevzi’nin yorumuna (Bkz. tefsiru ibnü’İ-Cevzi, 8/89.) dayanmakta. Bu yorum, tefsircilerce kabul edilmez. (Bkz. M.Ali Sabuni, Safvetu’t-tefisir, 3/284; Hizin, 4/226.)
Bu durumda ayetin doğru çevirisi şudur:
“Kıyamet (saat) yaklaştı; ay bölündü (parçalandı) :”
Bunu izleyen iki ayetin anlamı da şöyle: “Onlar bir mucize gördüklerinde; yüz çevirirler ve: ‘sürüp giden bir büyüdür.’ derler. Yalanladılar ve kendi eğilimlerine uydular. Her şey, yerini bulur.” (Kamer: 2-3.)
Görüldüğü gibi ayetlerde açıkça, kıyametin yaklaştığının da bir belirtisi olarak, Ayın bölündüğü ve bu mucizeyi, inanmazların yalanladıkları” anlatılıyor.
Bu ayetlerin anlattığı olayı aktaran hadislere bakalım.
Gökteki Ay mı, Arabistan’daki Hira Dağı mı daha büyük?
İlkokul öğrencileri bile böyle soruyu saçma bulur, değil mi? Ama hadiste anlatılana bakılırsa bu soruya saçma dememek gerek.
Malik Oğlu Enes anlatıyor:
“Mekkeliler, Peygamberden bir mucize göstermesini istediler. Peygamber de onlara ayı ikiye bölünmüş olarak gösterdi. Öylesine ki, onlar, Hira Dağı’nı, bu iki parçanın arasında görüyorlardı.” (Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’1-Menakib/36; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu St- fati’l- Münafdun/46-47, hadis no: 2802.)
Abdullah İbn Mes’ud anlatiyor:
“Peygamberle birlikte Mina’daydık. Birden ay iki parçaya bölündü. Bu parçalardan biri, dağın arkasında, biri de dağın beri yanında kaldı. İşte o sırada Peygamber. Bakın da tanık olun!’ dedi.” (Bkz. Buhari, es-Sahih, aynı yer; Müslim, e’s-Sahih, aym yer, hadis no: 2800.)
Düşünün. İnanmazlar, Muhammed’den, peygamberliğini kanıtlamak için bir mucize istiyor.
Tanrı da Muhammed’e güç veriyor. Muhammed mucizesini gösteriyor: Şu gökteki, şu Amerikalıların ayak bastığı, şu bildiğimiz AY, iki parçaya bölünüyor.
Parçalanan Ay, YER’e düşüyor. Yeryüzünün UFACIK BİR BÖLGESİNE sığınıyor. Düştüğünde orada, kimseyi EZMİYOR.
Ay böylesine ufakmış ki: Hira dağı ondan daha büyük. Çünkü geriden bakınca, Hira Dağı, AY’ın iki parçası arasında gözükebiliyor!
Ve düşünün: Böyle bir “olay”ı bile, Mekkeliler bir mucize saymıyor. “Olay”a tanık oldukları halde!
Ve dünyanın her yanından gözüken şu ay, o sırada ikiye bölünüp yere düşüyor da, dünyanın hiçbir yerinde, kimse farkında olmuyor. “Olay”ı ne gören oluyor, ne de yazan. Muhammed’in Sahabilerinden başka… Ayrıca: Ayın “bölünmesi”, haber verilegelen kıyametin yaklaştığının bir kanıtı oluyor.
Yukarıdaki ayet ve hadislere göre, bütün bunlara “inanmak” gerekiyor.
Kaynak: https://karanlikayetler.wordpress.com/2014/08/02/ay-ikiye-bolunup-yere-dusmus/
------
“Kıyamet saati yaklaşmış, ay da yarılmıştır." (Kamer Suresi, 54/1)
Burada “kıyamet saati yaklaştı ve ay da yarıldı” buyurularak Asr-ı Saadet'te vukua gelmiş bir mûcizeye dikkat çekiliyor ve ayın yarılmasıyla kıyametin gerçekleşmesi arasında bir ilişki kuruluyor. Buhârî ve diğer muteber hadis kaynaklarında Rasulullah Efendimiz (s.a.s.) Mina’dayken ayın ikiye yarıldığı, sahâbe-i kirâm efendilerimizden çoğunun bunu bizzat gözleriyle gördükleri rivâyet edilmektedir. Bu olay Rasulullah Efendimiz Mina’dayken gerçekleşmiş ve Allah’ın Resûlü çevresindekilere ayı göstererek; “Sizler şahit olun! Şahit olun” buyurmuştur. Rivâyetlere göre Mekke müşriklerinin kendisinden risaletine delil olacak bir mûcize istemelerine karşılık hadise vukua gelmiştir. Böylesine büyük bir âyet karşısında müşrikler yüz çevirmişler, iman etmemişler ve bu mûcizeyi sihirle itham etmişlerdir.
Buhârî ve Müslim'in rivâyet ettiğine göre hâdiseye bizzat şahit olan Abdullah b. Mes'ud şöyle nakleder: "Ay, Hz. Peygamber'in zamanında iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın bir tarafında, diğer parçası dağın diğer tarafında idi. Hz. Peygamber bize şahit olunuz." dedi. (Buhârî, Tefsir, Sûretu'l-Kamer,1; Müslim, Kıyame, 44).
Sahabenin ileri gelenlerinden Hz. Ali, İbn Mes'ûd, İbn Abbâs, Huzeyfe, Enes, Cübeyr İbn Mut'im, İbn Ömer gibi zatların bildirdiğine göre; Peygamberimiz (s.a.s.) müşriklerin istekleri üzerine Mina'da ay yarılma mucizesi göstermiş ve bu vakayı görenlere. "Şahit olunuz" deyip onları tanık tutmuştur.
Kur'an-ı Kerîm bu hâdiseyi, kıyametin yaklaştığının büyük alâmeti olarak saymıştır. Tirmizî'nin bir rivâyetinde hâdisenin hem meydana geldiği zamanı, hem de yeri ve keyfiyeti tayin edilerek Abdullah İbn Mes'ud demiştir ki: "Biz bir kere Rasulullah ile Mina'da idik. Ay iki parçaya bölündü. Bir bölüğü dağın arkasında, öbür bölüğü de berisinde idi. Bunun üzerine Rasulullah: Şahit olunuz! Kıyamet yaklaştı, yarıldı kamer, buyurdu. Bir başka rivâyette, Hıra Dağı'nı ayın iki bölüğün arasında gördükleri ziyadesi vardır." (Tirmizî, Tefsir Sûretü'l-Kamer, 1, 3, 5; İbn Hanbel, I, 456-465).
Kıyamet vakti yaklaşmıştır. İhtiyar dünyamız ömrünün son dönemlerini yaşamaktadır. İnsan denen varlık bu dünyada diğer varlıklar zincirinin son halkası olarak yaratılmıştır. Nitekim Rasulullah Efendimiz de bir hadislerinde şehadet parmağıyla orta parmağını birleştirerek, “İşte ben ve kıyamet böylece gönderildik” buyurmuştur.
Yine Enes (R.A.) anlatıyor: Resûlüllah (s.a.s.) Efendimiz bir gün ashabına hitap ederken güneş batmak üzere idi ki konuşmasını şöyle bitirdi: "Canımı kudret elinde tutan zata yemin ederim ki, geçen süreye nisbetle dünyanın ömründen ancak bu gündüzden kalan zaman parçası gibi bîr parça ve güneşten görebildiğimiz azıcık şey gibi bir kısım kalmıştır."(Müsned-i Ahmed, 3/223 )
"Sizle kıyamet şu ikisi gibi birarada geldiniz» buyururken şehadet parmağıyla orta parmağını gösteriyordu." (Müsned-i Ahmed, 3/223)
Kıyametin kopacağı saat, yakin oldu, bu dünyanın sona ermesine pek az bir zaman kaldı. Çünkü, dünyanın belki milyonlarca sene evvel yaratılmış olduğuna göre kalan devamı, ne kadar bir nice sene olsa da yine nispeten pek az bir müddet demektir, (ve) Özellikle bunun yaklaştığına büyük bir alâmet olmak üzere (ay ikiye ayrıldı) Son Peygamberin bir mucizesi olmak için onun bir işaretiyle ay, iki parçaya ayrılıp sonra yine eski vaziyetini aldı. Evet, en muteber tefsirlerde ve Sahîh-i Büharî ve Müslim gibi en makbul hadis kitaplarında genişçe beyân olunduğu üzere, Hz. Peygamberin hicretinden beş sene kadar önce, Mekke ahâlisi, Resûl-i Ekrem'den bir mucize talebinde bulundular. Yüce Peygamber Efendimiz de mübarek eliyle ay'a işaret etti, ay derhal iki kısma ayrıldı, bir kısmı Hira dağının üstünde, diğer bir kısmı da aşağı tarafı karşısında görülmeğe başladı, sonra da yine birleşerek eski vaziyetini almış oldu.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Sorularla İslamiyet
Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com/ayin-ikiye-yarilmasi-ve-kiyamet-alameti-hakkinda-0
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.