Tevbe 51. 129. Yunus 107.
Hud 56. Ankebud 60. Fatir 2. Zumer 38
9-TEVBE 51. AYET
Arapça Metin
قُلْ لَنْ يُص۪يبَنَٓا اِلَّا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَنَاۚ هُوَ مَوْلٰينَاۚ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِالْمُؤْمِنُونَ
Kul len yusîbenâ
illâ mâ keteba(A)llâhu
lenâ huve mevlânâ(c) ve’ala(A)llâhi felyetevekkeli-lmu/minûn(e)
Abdulaziz Bayındır Meali
De ki “Allah ne
yazdıysa elimize geçen yalnız odur[*]. O, bizim en yakınımızdır.” Müminler
yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.
9-TEVBE 129. AYET
Arapça Metin
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّالْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ
Fe-in tevellev fekul hasbiya(A)llâhu lâ ilâhe illâ hu(ve)(s) ‘aleyhi tevekkeltu vehuve
rabbu-l’arşi-l’azîm(i)
Abdulaziz Bayındır Meali
Eğer yüz çevirecek
olurlarsa de ki “Allah bana yeter; O’ndan başka ilah yoktur. O’na güvenip
dayandım. Büyük arşın (yönetimin) Sahibi[*] O’dur.”
10-YUNUS 7
Arapça Metin
اِنَّ الَّذ۪ينَ لَا يَرْجُونَ لِقَٓاءَنَا وَرَضُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَاطْمَاَنُّوا بِهَاوَالَّذ۪ينَ هُمْ عَنْ اٰيَاتِنَا غَافِلُونَۙ
İnne-lleżîne lâ yercûne likâenâ veradû
bilhayâti-ddunyâ vatmeennû bihâ velleżîne hum ‘an âyâtinâ ġâfilûn(e)
Abdulaziz Bayındır Meali
Bizimle karşılaşmayı
beklemeyen ve dünya hayatından hoşlanan, onunla tatmin olanlar, bir de
ayetlerimize aldırmayanlar var ya...
11- HUD 56
Arapça Metin
اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜاِنَّ رَبّ۪ي عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ
İnnî tevekkeltu ‘ala(A)llâhi rabbî verabbikum(c) mâ min dâbbetin illâ huve âḣiżun binâsiyetihâ(c) inne rabbî ‘alâ sirâtin
mustekîm(in)
Abdulaziz Bayındır Meali
“Ben, benim de
Rabbim[1], sizin de Rabbiniz olan Allah’a güvenip dayandım. O’nun eli altında
olmayan hareketli tek canlı yoktur. Benim Rabbim yanlış yapmaz[2].”*
29 ANKEBUT 60
Arapça Metin
وَكَاَيِّنْ مِنْ دَٓابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَاۗ اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْۘ وَهُوَ السَّم۪يعُالْعَل۪يمُ
Vekeeyyin min dâbbetin lâ tahmilu rizkaha(A)llâhu yerzukuhâ ve-iyyâkum(c)vehuve-ssemî’u-l’alîm(u)
Abdulaziz Bayındır Meali
Nice hareketli
canlılar vardır ki rızıklarını biriktirmezler. Onlara da, size de rızık veren
Allah’tır; o işitir ve bilir.
35 FATIR 2
Arapça Metin
مَا يَفْتَحِ اللّٰهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَاۚ وَمَا يُمْسِكْۙ فَلَامُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ
Mâ yeftehi(A)llâhu linnâsi min rahmetin felâ mumsike lehâ(s) vemâ yumsik felâ mursile lehu min
ba’dih(i)(c) vehuve-l’azîzu-lhakîm(u)
Abdulaziz Bayındır Meali
Allah insanlara bir
ikram kapısı açarsa ona kimse engel olamaz. Allah’ın engellediğini de serbest
bırakacak biri yoktur. O, güçlüdür, doğru karar verir.
39-ZÜMER 38
Arapça Metin
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُۜ قُلْ اَفَرَاَيْتُمْمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْاَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِيَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
Vele-in seeltehum men ḣaleka-ssemâvâti vel-arda
leyekûlunna(A)llâh(u)(c)kul
eferaeytum mâ ted’ûne min dûni(A)llâhi in erâdeniya(A)llâhu bidurrin hel hunne kâşifâtu durrihi
ev erâdenî birahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetih(i)(c) kul hasbiya(A)llâh(u)(s) ‘aleyhi yetevekkelu-lmutevekkilûn(e)
Abdulaziz Bayındır Meali
Onlara: “Gökleri ve
yeri, kim yarattı?” diye sorsan kesin olarak “Allah” derler. De ki “Allah ile
aranıza neyi koyup yalvardığınıza baktınız mı? Allah bana bir sıkıntı vermek
istese, onlar bu sıkıntıyı fark edebilirler mi? Ya da bana iyilik etmek istese,
onlar, O’nun bu iyiliğini önleyebilirler mi?” De ki “Allah bana yeter.
Kendilerine dayanak arayanlar O’na güvenip dayansınlar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.