Kaziyye’nin sûru mezkûr olmadığına göre ba’ziyye hükmündedir.
Sûrun ba’ziyye olması her eşeğin şeytan gördüğünde anırmadığını ve her
anırmanın şeytan görmekten kaynaklanmadığını anlatır. Buna göre şu mânâ
anlaşılır: Horozların bazıları kimi zaman melek gördüğü için öter; eşeklerin de
kimisi bâzan şeytan gördüğü için anırır.
Peki, ilm-i mantık ve lisan-ı arabîninkaidelerini bilmek bize
ne katar?
Bu hadisin her eşeğin şeytan gördüğünde anırdığı veya her
anırmanın şeytan görme yüzünden olduğu gibi bir anlamı ifâde etmediğini
bildirir. Dolayısıyla genelleme yaparak hadisin ifâde etmediği bir anlamı ona
yükleme hatasına düşmememizi sağlar. Düşünerek şeytana insanı saptırmaktan
başka bir vazife biçen bu âyete de ilişebilirsin. Tabi Allah’ın dini
hakkında ihtiyatlı olmak, takvayı iltizam etmek, bilemediğimiz gaybî hususlarda
temkinle hareket etmek gibi bir davranış ile en ufak bir şüpheye, asılsız bir
zanna binâen sahih bir hadisi derhal süpürüp atmak gibi bir yanlışa
düşmemeliyiz..
Dolayısıyla her horoz veya her eşek değil,
mâlum horoz ve eşekler kastedilmiş olabilir. Fakat bu ihtimal
zayıftır. Ya da lâm-ı târif cins için olabilir. Bu durumda ya
istiğrak için olur ki; buna göre “her horoz ve her eşek…” anlamını ifade eder.
Bizce bu ihtimal de kuvvetli değildir. Ya da istiğrak kastedilmez; bu durumda “bazı
horoz ve eşekler…” anlamı çıkar. Ayrıca hadiste şeytan lafzınekira olarak
gelmiştir. Dolayısıyla bu sözden kasıt bildiğimiz şeytan olabileceği gibi Arap
dili ile toplumunda ve dahi lisan-ı Şeriatta yılan gibi zararlı canlılara da
şeytan lafzının ıtlak edildiği göz önünde bulundurulursa, bu mânâ da
kastedilmiş olabilir. Hadisin ilk kısmında melek kelimesinin geçiyor olması
ikinci kısmında yer alan şeytan kelimesinin onun mukâbili olan varlık olmasını
zorunlu kılmaz. Nitekim bu hadisin şâhidi kabilinden şöylebir rivâyet de
mevcuttur:
Câbir b. Abdullah ve Ubâde b. Sâmit Rasulullah’tan
aktarıyor
“Ey Müslümanlar
topluluğu! Ayak sesleri kesilip ortalık ıssızlaştıktan sonra
dışarıya (taşraya) çok çıkmayın! Zira Allah Telâla’nın geceleyin yeryüzüne
yaydığı kimi (vahşi)canlılar vardır. Öyleyse kim bir köpeğin havlamasını
veya eşeğin anırmasını duyarsa şeytandan Allah’a sığınsın. Zira
onlar sizin göremediğiniz şeyleri görürler. (en-Nesaî, es-Sünenü’l-Kübrâ,
10712, Amelu’l-Yevm ve’l-leyle, 942; el-Buhâri, el-Edebu’l-Müfred, 1233;
Müsnedü’ş-Şaşi, 1198.)
Görüldüğü gibi hadisin bu şâhidi “şeytan”dan kastedilenin vahşi ve zararlı hayvanlar olduğunu anlamamız
noktasında bize yardımcı olmaktadır. Özellikle rivâyetin “takip, tertip
ve illet” mânâsını ifade eden edatıyla şeklinde
vârit olması bunu destekleyen mühim bir lafzî karinedir.
Nitekim köpeklerin havlamasının da buhadiste zikredilmiş
olması meselenin eşekle sınırlı bir durum olmadığını göstermektedir. Köpek gibi
hayvanların bizim fark edemediğimiz bazı ses ve canlıları algılayabilip tepki
verdiği köpek besleyenlerin veya geceleyin bu hayvanları gözlemlemiş olanların
gâyet iyi bildiği bir husustur.
Özellikle Arabistan gibi sıcak arâzilerde zehirlive yırtıcı
hayvanlar gündüzün kavurucu sıcaklarında yuvalarına sığınırlarken gece serin
vakitlerde avlanmaya çıkarlar. Gecenin zifirî karanlığında çölde
dolaşmanın gündüzleri dolaşmaktan çok daha tehlikeli olduğu malumdur.
Hadis-i şerifte geçen şeytan kelimesi Arapçada karada yaşayan büyük-küçük her türlü
canlı, haşerat, sürüngen için kullanılan bir kelimedir. Dolayısıyla
mezkûr hadis-i şeriflerdeki sakındırmanın bu gibi tehlikelere karşı olduğu
rahatlıkla söylenebilir.
Üzülerek söylemek zorundayım ki, bir hadisin mânâsını
tam olarak anlayabilmenin en başta gelen şartlarından birisinin elimizde mevcut
olan bütün varyantları, şevâhid ve mütabaatı incelemek olduğunu henüz
bilmiyorsunuz.
Kararınız baştan belli olduğu için evvelâ anlamaya çalışmak
yerine bir çırpıda inkâr etme yolunu tercih ediyorsunuz. Sonra da “Usûl-u Hadis
bilmiyorsam ne olmuş yani?” diyorsunuz.
Siz öğrenmeye açık olmazsanız bizler meseleyi nasıl
anlatabiliriz ki ?..
Horozlar genelde sabah namazına yakın öterler; hele eski zamanda insanları sabah namazına uyandırırlardı.Geceleyin
seher gibi mübarek vakitlerde sanki Allah’ın rahmetine tâlip olmamızı
istercesine harekete geçen horozların bizi namaza kaldıran ötüşlerinin rahmet
meleklerini görmekten dolayı olması hakikatten hiç de uzak değildir. Hadisin
diğer varyantlarında geceleyin kaydıyla gelmesini nazar-ı
itibara alarak, eşeğin geceleyin herkes uykuda iken anırmasının pek
hayra alâmet olmayabileceğini anlamak da pek zor olmasa gerektir.
Kur’an-ı
Kerim’de cinnî şeytanlar gibi insî şeytanların da varlığından haber verilmesi
hatırda tutulursa burada bahsedilen şeytanın insî bir şeytan, mesela bahçeye,
ahıra giren bir hırsız olmasının dahî maksud-ı âli-i Hazret-i Risalet penâhî’den
uzak olmadığı söylenebilir. Bu hadis haber vermese bile gecenin bir vakti
durduk yere anırmaya veya havlamaya başlayan eşek ve köpeğin neye tepki
gösterdiği kırsal yerleşimde yaşayan ev ahâlisinin kalbine sürur değil telaş verecek
bir durumdur.
Eşek ve
köpek genellikle korktuğu veya rahatsızlık duyduğu tehlike anlarında bu tarz reaksiyonlar
gösterir. Bu korku ve tehlikenin sebebi bir yılan olabileceği gibi,
insî veya cinnî bir şeytan da olabilir. Hangisi olursa olsun,
Allah’a sığınmayı
gerektirecek bir durumun mevcudiyeti ortadadır.
Kaynak : https://www.academia.edu/27671194/_Tahlil_-_Fikret_%C3%87etin_-_Bu_%C3%82yetler_ya_Hadis_Olsayd%C4%B1_Caner_Bey (adresten alıntı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderene aittir.